Hobi mi, tutku mu? - Bölüm 2
- kahveuno
- 16 Şub 2016
- 2 dakikada okunur

Öncelikle iki konuya açıklık getirerek başlayacağım.
1. Yazımın devamı için dün taslak olarak bıraktığım fakat yeterince iyi bulmadığım için yayınlamadığım içeriğin özünü sadece bir twitle özetleyebilen, Hocam demekten çekinmeyeceğim "bildiğim" en aydınlatıcı paylaşımcı eski forum üyesi kahvedelisi'nin twitinden sonra sildim.
2. Bu sitenin açılış sayfasındaki ilk yazıyı okuyanlar, evde kahve kavurma sitesinin ticari bir site olmadığını, reklam, tanıtım ve öneri içermeyeceğini yazdığımı hatırlarlar. Konu nereden Masterbarista'ya geldi, e şimdi bu reklam olmuyor mu, diyebilirler.
Tutku mu, sorusunun cevabı aslında bu yukarıdaki iki konuda gizli. Bir işe hobi olarak başlamak için kaç para ayırmak gerekir sorusu bana göre sorulabilecek en aptalca sorulardan biridir. Bir hobiye maddi bedel biçmek bence anlamsız. Örneğin hobi olarak kolleksiyonerlik yapıyorsanız, kolleksiyonunuzun eksik kalan parçaları için vereceğiniz paranın hesabını yapmazsınız, bu parçalar başkaları için anlamsız bir çöp gibi görünse de sizin için anlamlıdır.
Kendi adıma kahveyi hobi olarak gördüğümden, kahveyi sadece içmenin yanında, ayıklamak, stoklamak, kavurmak, harmanlamak, tatmak bile işin sadece bir parçası. Kahve hakkında araştırma yapmak, okumak, kitaplar, demleme ekipmanları, değirmenler satın almak; yurt dışı gezilerinden önce gidilen şehrin kaliteli kahve dükkanlarını harita üzerinde çalışmak ve ziyaret etmek; sitelere, forumlara, amatör kavurma yapan, yeşil kahve satışı/paylaşımı yapan kapalı gruplara üye olmak gibi akla gelebilecek tüm faaliyetler hobimden aldığım keyfi tanımsız kılar. Buna web sitesi açıp, karşılıksız paylaşımda bulunmak da dahil...
Sonuç itibariyle hobinizden aldığınız keyfin maddi bir karşılığı yoktur. Çevrenizdeki insanların, bu hobini neden para kazanmak için kullanmıyorsun sorularına bıyık altından kıs kıs güler, bir sahil kasabasında kahve dükkanı açmak hayaliniz için maddi destek olacak ortak aradığınız gibi bir geyik açarsınız. Sazan oltaya düşünce de dört gruplu Opera'nın web sitesindeki fiyatını gösterip, gözlerindeki şaşkın ifadeyi görünce keyiflenirsiniz. Ooo, siz daha işçilik, amortisman, elektirik, kira, hede, hödö yatırımları, dekorasyon, mekorasyon gibi ek maliyetleri görmediniz ki diyerek dalganızı geçersiniz. Belki inanmayacaksınız ama, benim hobimden çok farklı bir işim var ve işimi severek yapan ender kişilerden biriyim. Hem de 25 seneden daha uzun süredir...
Peki tutku? Hobi'nin bir tutkuya dönüşmesi ise daha ileri bir aşama.
Onu ilk tanıdığım andan beri işini tutku ile yaptığını bildiğim biri varsa, o da Masterbarista'dır. Halen tutkusunun peşinden büyük ciddiyetle koşarak kapı kapı, ülke ülke dolaşıyor, eğitim, hakemlik, danışmanlık yapıyor. O nedenle bu sitede de bu kadar reklamı hak ediyor.
Son 5-6 yıllık dönemde kaç kez "lanet olsun" diyerek binayı terk etse de, tutkusundan vazgeçemeyip bilgisini aktarmaya devam eden "bildiğim" en aydınlatıcı paylaşımcı ise kahvedelisi'dir. Üstelik o bu iş için para da almıyor...
Gelelim sonuca.
Bu kısım işi profesyonel olarak yapan veya yapmayı düşünenlere gelsin.
Eğer profesyonel olarak para kazanmayı düşündüğünüz işiniz konusunda örnek verdiğim kişilerdeki tutkuya sahip değilseniz, bilginiz en azından hobi seviyesindeki bilgi seviyesine erişemiyorsa, kendinizi geliştirmek için çaba sarfetmiyorsanız, insanları kazıklayıp, kısa sürede köşeyi döneyim niyetiniz varsa, gerçekleri çarpıtıp kafa karışıklığı yaratarak reklam yapma/tanınma taktikleri uyguluyorsanız, zaten ev "geek"leri karşısında bugüne kadar şansınız yoktu...
Bugünden sonra işiniz daha da zor.
Biz kahveseverler nitelikli ve doğru kavrulmuş kahveyi nerede olsa bulur, hak ettiği bedeli de çekinmeden öderiz. Hak etmeyenin ise vay haline.
"Uyandıran" paylaşımları izlemeye devam edin...
Comentarios