top of page

Hobi mi, tutku mu?

  • kahveuno
  • 15 Şub 2016
  • 2 dakikada okunur

Benim hikayem çok eski değil, bundan belki beş altı yıl önce bir İtalya seyahati ardından başladı.

Gerçekte kahve ile hepimiz erken yaşlarda tanışıyoruz. Hele yaşınız benim gibi kırkın üzerinde ise, çocukluğunuzda bayram öncesinde mutlaka uğranan kuruyemişçideki kahvenin cezbedici kokusunu gülümseyerek hatırlarsınız. Evde ayrıcalıklı misafirlere pişirilen Türk kahvesinin tadını ise çocukluğunda merak etmeyen yoktur. Tabii ki o alınan kahve ancak bayramda gelen misafirlere yetecek kadar alındığından, "çocuklar kahve içmez" diyerek geri çevrildiğinizi de hatırlarsınız.

İlerleyen yıllarda ne oldu? Evde kahve tüketim şekli değişti. Kahveyi taze kavrulmuş ve taze öğütülmüş alıp hemen tüketmek yerine, daha ucuza gelen büyük paketlerde, kutularla alma ve bayatlatma alışkanlığı gelişti. Zamanla taze öğütülmüş kahvenin kokusunu unuttukça, hazır kahveler bile görece olarak çekilebilir hale geldi. Durum böyle olunca, sonraki yıllarda kahveyi siparişten sonra öğüterek hazırlayan meşhur yabancı kahve şirketinin kahvesinin neden evdeki kahveden daha fazla beğenildiği de anlaşılabilir.

Neyse konuya dönelim. Eşimin İtalya'dan bir moka pot ve öğütülmüş küçük bir paket kahveyi hediye olarak getirmesi ile hayatımın yönü değişti. Tabii ki kahve kısa sürede bitti. Buradan aldığım öğütülmüş hiçbir kahve ile moka potta aldığım o ilk tadı yakalamam mümkün olmadı. İşte asıl hikaye o zaman başladı.

Hastalıklı merakım sonucunda, kahve forumlarının ve sipariş üzerine kahve kavuran sitelerin varlığını keşfettim. Çok değil birkaç ay sonra da bir fırsatını yaratıp Roma'ya o lezzeti aramak için eşimle beraber bir gezi ayarladım. İşin doğrusu espresso ile Roma'da tanıştım, muhteşem kokusu, aroması, tadı ve yoğunluğuna bayıldım. Bu arada, o dönemdeki forumlarda yer alan paylaşımların entellektüel düzeyinin son derece yüksek olduğunu, kaliteli/taze kahve tutkunu birkaç kişinin özverili, bıkmak, yılmak bilmeyen ayrıntılı paylaşımları sayesinde pekçok sorumun cevaplandığını söylemeliyim.

Taze kavrulmuş kahveye ulaşmış, önce Sözen, ardından Ascaso değirmen sayesinde taze öğütme sorununu da çözmüştüm. Benim için asıl dönüm noktası ise Masterbarista Şerif Başaran ile tanışmam oldu. Şerif Bey'in sayesinde o dönemde pekçok kaliteli, yüksek puanlı "Cup of Excellence - CoE" seviyesinde kahveyi tatma şansı bulduğum için şanslıyım.

************ DEVAM EDECEK *****************

 
 
 

Comments


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page